OpenAI ilk uluslararası marka kampanyasını başlatarak kullanıcılarla daha derin bağlar kurmayı hedefliyor.
İlk ChatGPT kampanyasının merkezinde, yapay zeka teknolojisinin gündelik yaşam için nasıl ilham kaynağı olduğunu vurgulayan sade ve duygusal içerikler var.
Geniş bir izleyici kitlesine ulaşması planlanan her iki kampanya filmi de kullanıcıların kişisel gelişim ve üretkenlik süreçlerinde ChatGPT’den nasıl yararlandıklarını öne çıkarıyor. Kampanyanın yaratıcı süreci, gerçek kullanım senaryolarına dayanan görseller ve içerik üreticileriyle yapılan iş birlikleriyle destekleniyor.
OpenAI’ın stratejisinin temelinde, teknolojiyi işlevsel bir araç olmanın ötesinde, duygusal bir deneyim olarak konumlandırma yaklaşımı yatıyor. Yoğun rekabetin yaşandığı dijital ortamda, özgünlük ve kullanıcı hikayeleriyle öne çıkmak markalar adına önemli bir avantaj. Kampanya, bireylerin günlük yaşamın belli anlarında bu teknolojiden nasıl yararlandığını göstererek farkındalık yaratıyor.
Markanın duygusallığı tercih etmesinin somut bir nedeni var. Araştırmalar, genç kullanıcıların yapay zeka araçlarını genellikle kişisel hedeflerine ulaşmak için benimsediğini gösteriyor.
OpenAI’ın yeni pazarlama vizyonu, teknolojiyi sadece bir araç olarak değil, bir yol arkadaşı olarak konumlandırmak. Kullanıcı deneyimlerini merkeze alan bu strateji, sadakati ve etkileşimi artırmayı amaçlıyor.